Sinsinati
New member
Günahsızlar Apartmanı dizisinden ayrılan Farah Zeynep Abdullah: Dehşetli müsilaj problemimiz bu kadar konuşulmadı! Günahsızlar Apartmanı dizisinde İnci rolüne hayat veren ve dizinin dönem finalinde ayrılan oyuncu Farah Zeynep Abdullah, “Aslında, bir karakterin kıssada sonunun gelmesinin niye bu kadar büyütüldüğünü anlayabilmiş değilim! Benim mesleğimle ilgili bir karar olabilir, senaryosal bir karar olabilir… Bu hususta üzerime gelinmesini hayretler ortasında takip ettim. Çok daha önemli sıkıntılarımız varken, bu problemin bu kadar abartılması biraz tuhaf değil mi? Fecî müsilaj sıkıntımız bu kadar konuşulmadı!” dedi.
“8 sene sürmüş Game of Thrones’un toplam müddetinden, 20 saat daha fazla süren bir dizi çektik!”
Ayşe Arman’ın sorularını yanıtlayan Abdullah, “Bölüm başına 2,5 saat olan, 37 kısımlık bir dönemden bahsediyoruz. Teknik olarak hayli bilinen, dünyaca ünlü bir dizi müddetiyle kıyaslarsak, 8 sene sürmüş Game of Thrones’un toplam müddetinden, 20 saat daha fazla süren bir dizi çektik! Oturup hiç aralıksız bir biçimde Paklar Apartmanı’nın 1 dönemini izlemek isteyen birinin, neredeyse 3 gün 20 saatini televizyon başında geçirmesi gerekiyor! Düşün, Games of Thrones’un toplam 8 dönemi, 3 gün 16 dakika sürüyor. Bütün takım de, bunu kabul ederek bir televizyon dizisinde çalışmaya başladık, ona göre plan yaptık. bu biçimde düşününce, İnci’nin kıssası açısından da, çok uzun bir vaktimiz vardı ve bence tamamlandı. Ben de elimden geleni yaptım. Beddua falan içeren yorumlar okudum. Neymiş? Diziden ayrılıyormuşum! Ayıp geliyor ya bu bana! Fikrini beyan etmek, “Ya aşk olsun niye ayrıldın? Üzüldük” yahut “Kızdık” demek tamam da; ömrü, seyircinin elinde olan bir robotmuşum üzere, “Allah belanı versin! Mahvettin diziyi!” yorumları epeyce fena… Sonuçta isteyerek ortasında olduğum, severek oynadığım bir proje oldu benim için.” diye konuştu.
Abdullah sorulara şu cevapları verdi:
-Haklısın. Lakin galiba İnci’nin ölmesini bünye kaldıramadı! Biz, yokluğuna alışamadık… Sen, nasıl kıydın İnci’ye?
-“Kıymak” üzere bir durum kelam konusu değil. İnci için, yol orada bitmişti. Dizideki her karakter, diğer insanlara hitap etti. İnci’de kendini bulanlar için bence hoş dersler vardı. Diğerleri için kendinden bu kadar ödün vermek, hayatını oburlarının kurallarına göre yaşamak fazlaca sıkıntı bir şey. Diğerlerine faydalı olmak için en evvel, bizim güzel hissetmemiz lazım. İnci büsbütün kurallara uydu: Han’ın hayatına adapte olup, yer yer kendi ailesinden de fazla, onun ailesi için emek verdi. Kendini unuttu. ötürüsıyla, öylesine bir girdapta, sağlıklı düşünmeyi de bir noktada yitirdi. Hamilelik sonucu için hayli temkinli davrandıktan daha sonra, kazara gebe kalmış olduğunu öğrendiği gün, Han’ın da yanına gelmesiyle, kendini dışarı attı. Çocukluğunda, annesiyle olan diyaloğunu hatırlayıp, dönmeye karar verdiğinde ise bir anlık dalgınlık ömrüne mal oldu.
-Benim üzere fanatik bir ‘İnci’ciyi rahatlat… İkna et… Diziden ayrılmak istemenin gerçek niçinini anlat…
-Çok teşekkürler fanatik bir İncici olduğunuz için. Fakat valla, kimseyi ikna edemem yahut rahatlatamam! Benim birinci başta epey heyecanlandığım kıssada, aslında İnci, kitaptaki psikiyatrist üzere konumlandırılmıştı. Dizinin finalinde de Safiye’yi meskenden çıkartacak olan İnci’ydi. Lakin natürel ki dizi mühletleri, öykülerin açılımı derken, yolda, kimi şeyler değişmek durumunda kaldı. Güzelleşsin istediğimiz karakterler, kendi aşk öykülerinde güzelleşme yoluna girdiler. Birinci kısımda asla apartmandan dışarı adım atamayan Safiye, Naci için tren istasyonuna bile gitti. Hatta, dönem finalinde, eldivensiz dışarı çıkacak kadar duvarlarını yıktı. İnci, kendini Han’a adamış, yaralarının diğerlerinin yarasını güzelleştirmekle düzeleceğini umut eden, sabırla bunun için uğraşan bir kız haline geldi. İnci’nin finali, benim birinci heyecanlandığımdan farklı, hüzünlü fakat bence hoş oldu.
-2. dönemde İnci’nin etkin bir katkısı olamayacaktı, bunu mu söylemek istiyorsun…
-Bence o denli. aslına bakarsanız söylemiş olduğim üzere oldukça süremiz vardı ve İnci’nin seyahatini tadında bıraktığımızı düşünüyorum.
-Zor bir roldü. Lakin şahane bir biçimde altından kalkıyordun. Bence olağanüstü bir performans sergiliyordun. Bu rol seni, -bizim bilmediğimiz kadar- hırpaladığı için mi ayrılmak istedin? Ruh halin mi bozuldu? Yoruldun mu? Nedir?
-Tabii ki hepimiz yorulduk. Fakat yorgunluğumun İnci’nin finalinde o kadar büyük bir tesiri yok. Bir rolde, epey uzun müddet, daima tıpkı yerde kalmak istemediğimi de yıllardır biliyorum artık. Dediğim üzere genel kıssada, İnci’nin kısmı tamamlanmıştı bence.
“8 sene sürmüş Game of Thrones’un toplam müddetinden, 20 saat daha fazla süren bir dizi çektik!”
Ayşe Arman’ın sorularını yanıtlayan Abdullah, “Bölüm başına 2,5 saat olan, 37 kısımlık bir dönemden bahsediyoruz. Teknik olarak hayli bilinen, dünyaca ünlü bir dizi müddetiyle kıyaslarsak, 8 sene sürmüş Game of Thrones’un toplam müddetinden, 20 saat daha fazla süren bir dizi çektik! Oturup hiç aralıksız bir biçimde Paklar Apartmanı’nın 1 dönemini izlemek isteyen birinin, neredeyse 3 gün 20 saatini televizyon başında geçirmesi gerekiyor! Düşün, Games of Thrones’un toplam 8 dönemi, 3 gün 16 dakika sürüyor. Bütün takım de, bunu kabul ederek bir televizyon dizisinde çalışmaya başladık, ona göre plan yaptık. bu biçimde düşününce, İnci’nin kıssası açısından da, çok uzun bir vaktimiz vardı ve bence tamamlandı. Ben de elimden geleni yaptım. Beddua falan içeren yorumlar okudum. Neymiş? Diziden ayrılıyormuşum! Ayıp geliyor ya bu bana! Fikrini beyan etmek, “Ya aşk olsun niye ayrıldın? Üzüldük” yahut “Kızdık” demek tamam da; ömrü, seyircinin elinde olan bir robotmuşum üzere, “Allah belanı versin! Mahvettin diziyi!” yorumları epeyce fena… Sonuçta isteyerek ortasında olduğum, severek oynadığım bir proje oldu benim için.” diye konuştu.
Abdullah sorulara şu cevapları verdi:
-Haklısın. Lakin galiba İnci’nin ölmesini bünye kaldıramadı! Biz, yokluğuna alışamadık… Sen, nasıl kıydın İnci’ye?
-“Kıymak” üzere bir durum kelam konusu değil. İnci için, yol orada bitmişti. Dizideki her karakter, diğer insanlara hitap etti. İnci’de kendini bulanlar için bence hoş dersler vardı. Diğerleri için kendinden bu kadar ödün vermek, hayatını oburlarının kurallarına göre yaşamak fazlaca sıkıntı bir şey. Diğerlerine faydalı olmak için en evvel, bizim güzel hissetmemiz lazım. İnci büsbütün kurallara uydu: Han’ın hayatına adapte olup, yer yer kendi ailesinden de fazla, onun ailesi için emek verdi. Kendini unuttu. ötürüsıyla, öylesine bir girdapta, sağlıklı düşünmeyi de bir noktada yitirdi. Hamilelik sonucu için hayli temkinli davrandıktan daha sonra, kazara gebe kalmış olduğunu öğrendiği gün, Han’ın da yanına gelmesiyle, kendini dışarı attı. Çocukluğunda, annesiyle olan diyaloğunu hatırlayıp, dönmeye karar verdiğinde ise bir anlık dalgınlık ömrüne mal oldu.
-Benim üzere fanatik bir ‘İnci’ciyi rahatlat… İkna et… Diziden ayrılmak istemenin gerçek niçinini anlat…
-Çok teşekkürler fanatik bir İncici olduğunuz için. Fakat valla, kimseyi ikna edemem yahut rahatlatamam! Benim birinci başta epey heyecanlandığım kıssada, aslında İnci, kitaptaki psikiyatrist üzere konumlandırılmıştı. Dizinin finalinde de Safiye’yi meskenden çıkartacak olan İnci’ydi. Lakin natürel ki dizi mühletleri, öykülerin açılımı derken, yolda, kimi şeyler değişmek durumunda kaldı. Güzelleşsin istediğimiz karakterler, kendi aşk öykülerinde güzelleşme yoluna girdiler. Birinci kısımda asla apartmandan dışarı adım atamayan Safiye, Naci için tren istasyonuna bile gitti. Hatta, dönem finalinde, eldivensiz dışarı çıkacak kadar duvarlarını yıktı. İnci, kendini Han’a adamış, yaralarının diğerlerinin yarasını güzelleştirmekle düzeleceğini umut eden, sabırla bunun için uğraşan bir kız haline geldi. İnci’nin finali, benim birinci heyecanlandığımdan farklı, hüzünlü fakat bence hoş oldu.
-2. dönemde İnci’nin etkin bir katkısı olamayacaktı, bunu mu söylemek istiyorsun…
-Bence o denli. aslına bakarsanız söylemiş olduğim üzere oldukça süremiz vardı ve İnci’nin seyahatini tadında bıraktığımızı düşünüyorum.
-Zor bir roldü. Lakin şahane bir biçimde altından kalkıyordun. Bence olağanüstü bir performans sergiliyordun. Bu rol seni, -bizim bilmediğimiz kadar- hırpaladığı için mi ayrılmak istedin? Ruh halin mi bozuldu? Yoruldun mu? Nedir?
-Tabii ki hepimiz yorulduk. Fakat yorgunluğumun İnci’nin finalinde o kadar büyük bir tesiri yok. Bir rolde, epey uzun müddet, daima tıpkı yerde kalmak istemediğimi de yıllardır biliyorum artık. Dediğim üzere genel kıssada, İnci’nin kısmı tamamlanmıştı bence.