Sinsinati
New member
Karar müellifi Oğur: Ağrılılar niye Meksika’ya uçuyor? Karar yazarı Yıldıray Oğur, birkaç yıldır, Ağrı’dan, binlerce gencin evvel Küba’ya, daha sonra Meksika’nın ABD sonundaki Ciudad Juarez kentine, gelmelerini orada bekleyen birilerine kişi başı 15 bin dolar ödeyerek karşı tarafa geçtiklerini ve kimilerinin da oradan Kanada’ya gittiğini yazdı. Oğur, Ağrılıların Kanada’yı tercih etme niçinini, 1996’daki HADEP Kongresi’ne dayandırdı.
Oğur, bugünkü yazısında Ağrı’nın nüfusunun 10 bin 791 kişi azaldığına dikkat çekerek, bir aşiret kaynağının son senelerda 3 bini aşkın Ağrılı gencin Meksika üzerinden Kanada’ya gittiğini dediğini ve “Ağrı’da genç kalmadı, gidenlerin para kazandığını duyanlar peşlerinden gitti. Artık aileler yol masrafını biriktirip çocuklarını gönderiyor” söylemiş olduğini aktardı.
Oğur, sondan kaçak geçişler sırasında yakalananların Türkiye’den bireyler olduğunu gösteren dış basındaki haberlerden örnekler vererek, “Amerika’da yayınlanan kimi haberlere bakılırsa bu Türkler; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Ağrılı Kürtler…” dedi.
Oğur, Reason mecmuasında 2019 yılında çıkan bir haberde Ali, Murat, Dozan isimli Ağrılı üç gencin kıssasını şu biçimde aktardı:
“Bu üç Ağrılı genç, uçak biletleri daha uygun olduğu için evvel turist olarak Küba’ya uçmuşlar, oradan Meksika’ya geçmişler. Direkt Meksika’ya gelenler de var.
15 bin dolara yakın para verdikleri şebeke onları Meksika sonundan kaçak olarak ABD’ye geçiriyor. ABD’de evvel hududu kaçak olarak geçtikleri için nezaret merkezlerine ya da cezaevlerine temalıyorlar. Fakat panik yok, bunların hepsi aslına bakarsan planın ortasında. Bu noktada şebekeye bağlı avukatlar devreye giriyor.
Bu evrede siyasi sığınma talebi için mülakata giriyorlar ondan sonrasında da sonucu verecek mahkemeye çıkıyorlar. Mülakatta geri iadelerinin güvenlikleri için riskli olduğunu ispatlamaları gerekiyor. Türkiye’den gelen bir Kürt olunca bu hayli sıkıntı olmuyor. Ancak Türkiye’de hayatının risk altında olduğunu ispatlamak için bir daha de öncesinde bir hazırlık yapılıyor. örneğin yola çıkmadan evvel HDP’ye üye olmak üzere…
Gözaltı tutulurken yakın bir akrabadan gelen bir mektup de işe yarayabiliyor. Türkiye’den gelenler ortasında sığınma talebi kabul edilenlerin üç ikna edici argümanı var: Kürdüm, Gülen cemaati mensubuyum yahut LGBT bireyim.
Siyasi sığınma talebi kabul edilmeyenler ya da geri gönderme merkezlerinde bekleyenlere ise bir daha şebekeye bağlı bireyler gelip sponsor olarak çıkarıyor. Sponsor olmak demek, ben bu sığınmacıyı himayeme alıyorum demek. Lakin bu sığınmacıların ayaklarında elektronik kelepçe oluyor.
Meksika hududundan ABD’ye geçip, ABD’de bir biçimde özgür kaldıktan daha sonra sıra geliyor temel amaca.
Zira Meksika hududundan ABD’ye geçmek için kaçakçılara para döken Ağrılıların temel amacı ABD değil, Kanada. Kanada’ya gitmek için bir durak daha var. ABD-Kanada hududunda polisin de girmediği kiliseler. Bu kiliselerde elektronik kelepçeler çıkarılıyor. Ve akabinde bir daha kaçak yollardan Kanada’ya geçiyorlar.”
“Ağrılıların Kanada öyküsünün başlangıcında 1996 yılındaki HADEP kongresi var”
Oğur, Ağrılıların niye Kanada’ya gitmeye çalıştığına yönelik ise şunları kaydetti:
“niçin insanları Meksika hududundan ABD’ye geçiren şebekenin bir ayağı Ağrı’da? İşte bunun karşılığı artık polisiye değil siyasi. Ağrılıların Kanada öyküsünün başlangıcında 1996 yılındaki HADEP kongresi var. Meşhur HADEP kongresi. Bir kişinin Türk bayrağını indirdiği kongre. Kongreden daha sonra ortalarında HADEP genel lideri Murat Bozlak’ın da olduğu onlarca kişi gözaltına alınmıştı. Sekiz ay daha sonra tutuklu olan 12 kişi tahliye edildi. Bu tahliye o devirde devlet ile PKK içinde başlayan tahlil müzakerelerinde atılmış bir adımdı. O tahliye edilenlerden biri Kocaeli’de inşaatlarda çalışan Karslı bir gençti.
1997 yılının yazında hakkında devam eden davadan beraat edince Türkiye’den ayrılmaya karar verdi ve 1997’yi 1998’e bağlayan gece Kanada’ya iltica etti. Evvel inşaatlarda çalıştı daha sonra Kanada’da Ararat isimli büyük bir inşaat şirketinin sahibi oldu. Natürel onun zenginleşmesiyle bir arada benzeri bir epeyce göç kıssasında yaşanan bir durum yinelandı. Ağrı’daki aşiretinden gençler Kanada’ya gitmeye başladılar.
yıllardır süren bu göç, son senelerda Türkiye’de iktisat bozulunca, Türkiye’deki özgürlük ve demokrasi standartları düşüşe geçince arttı. Türkiye’den Kanada’ya iltica eden ve orada zenginleşen Ağrılı genç, 2014’de tahlil sürecinin heyecanıyla artık olgun yaşlarındaki bir işadamı olarak Türkiye’ye döndü ve bölgede de yatırımlar yaptı.
Tıpkı aşiretin mensubu olan kaynağım son senelerda 3 bini aşkın Ağrılı gencin Meksika üzerinden Kanada’ya gittiğini anlatıyor: ‘Ağrı’da genç kalmadı, gidenlerin para kazandığını duyanlar peşlerinden gitti. Artık aileler yol masrafını biriktirip çocuklarını gönderiyor.’
İşte Ağrılıların hiç alışık olmadıkları bir iklime sahip Meksika’ya uçmalarının niçini bu; İklimine yabancılık çekmeyecekleri Kanada’ya gitmek.”
Oğur, bugünkü yazısında Ağrı’nın nüfusunun 10 bin 791 kişi azaldığına dikkat çekerek, bir aşiret kaynağının son senelerda 3 bini aşkın Ağrılı gencin Meksika üzerinden Kanada’ya gittiğini dediğini ve “Ağrı’da genç kalmadı, gidenlerin para kazandığını duyanlar peşlerinden gitti. Artık aileler yol masrafını biriktirip çocuklarını gönderiyor” söylemiş olduğini aktardı.
Oğur, sondan kaçak geçişler sırasında yakalananların Türkiye’den bireyler olduğunu gösteren dış basındaki haberlerden örnekler vererek, “Amerika’da yayınlanan kimi haberlere bakılırsa bu Türkler; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Ağrılı Kürtler…” dedi.
Oğur, Reason mecmuasında 2019 yılında çıkan bir haberde Ali, Murat, Dozan isimli Ağrılı üç gencin kıssasını şu biçimde aktardı:
“Bu üç Ağrılı genç, uçak biletleri daha uygun olduğu için evvel turist olarak Küba’ya uçmuşlar, oradan Meksika’ya geçmişler. Direkt Meksika’ya gelenler de var.
15 bin dolara yakın para verdikleri şebeke onları Meksika sonundan kaçak olarak ABD’ye geçiriyor. ABD’de evvel hududu kaçak olarak geçtikleri için nezaret merkezlerine ya da cezaevlerine temalıyorlar. Fakat panik yok, bunların hepsi aslına bakarsan planın ortasında. Bu noktada şebekeye bağlı avukatlar devreye giriyor.
Bu evrede siyasi sığınma talebi için mülakata giriyorlar ondan sonrasında da sonucu verecek mahkemeye çıkıyorlar. Mülakatta geri iadelerinin güvenlikleri için riskli olduğunu ispatlamaları gerekiyor. Türkiye’den gelen bir Kürt olunca bu hayli sıkıntı olmuyor. Ancak Türkiye’de hayatının risk altında olduğunu ispatlamak için bir daha de öncesinde bir hazırlık yapılıyor. örneğin yola çıkmadan evvel HDP’ye üye olmak üzere…
Gözaltı tutulurken yakın bir akrabadan gelen bir mektup de işe yarayabiliyor. Türkiye’den gelenler ortasında sığınma talebi kabul edilenlerin üç ikna edici argümanı var: Kürdüm, Gülen cemaati mensubuyum yahut LGBT bireyim.
Siyasi sığınma talebi kabul edilmeyenler ya da geri gönderme merkezlerinde bekleyenlere ise bir daha şebekeye bağlı bireyler gelip sponsor olarak çıkarıyor. Sponsor olmak demek, ben bu sığınmacıyı himayeme alıyorum demek. Lakin bu sığınmacıların ayaklarında elektronik kelepçe oluyor.
Meksika hududundan ABD’ye geçip, ABD’de bir biçimde özgür kaldıktan daha sonra sıra geliyor temel amaca.
Zira Meksika hududundan ABD’ye geçmek için kaçakçılara para döken Ağrılıların temel amacı ABD değil, Kanada. Kanada’ya gitmek için bir durak daha var. ABD-Kanada hududunda polisin de girmediği kiliseler. Bu kiliselerde elektronik kelepçeler çıkarılıyor. Ve akabinde bir daha kaçak yollardan Kanada’ya geçiyorlar.”
“Ağrılıların Kanada öyküsünün başlangıcında 1996 yılındaki HADEP kongresi var”
Oğur, Ağrılıların niye Kanada’ya gitmeye çalıştığına yönelik ise şunları kaydetti:
“niçin insanları Meksika hududundan ABD’ye geçiren şebekenin bir ayağı Ağrı’da? İşte bunun karşılığı artık polisiye değil siyasi. Ağrılıların Kanada öyküsünün başlangıcında 1996 yılındaki HADEP kongresi var. Meşhur HADEP kongresi. Bir kişinin Türk bayrağını indirdiği kongre. Kongreden daha sonra ortalarında HADEP genel lideri Murat Bozlak’ın da olduğu onlarca kişi gözaltına alınmıştı. Sekiz ay daha sonra tutuklu olan 12 kişi tahliye edildi. Bu tahliye o devirde devlet ile PKK içinde başlayan tahlil müzakerelerinde atılmış bir adımdı. O tahliye edilenlerden biri Kocaeli’de inşaatlarda çalışan Karslı bir gençti.
1997 yılının yazında hakkında devam eden davadan beraat edince Türkiye’den ayrılmaya karar verdi ve 1997’yi 1998’e bağlayan gece Kanada’ya iltica etti. Evvel inşaatlarda çalıştı daha sonra Kanada’da Ararat isimli büyük bir inşaat şirketinin sahibi oldu. Natürel onun zenginleşmesiyle bir arada benzeri bir epeyce göç kıssasında yaşanan bir durum yinelandı. Ağrı’daki aşiretinden gençler Kanada’ya gitmeye başladılar.
yıllardır süren bu göç, son senelerda Türkiye’de iktisat bozulunca, Türkiye’deki özgürlük ve demokrasi standartları düşüşe geçince arttı. Türkiye’den Kanada’ya iltica eden ve orada zenginleşen Ağrılı genç, 2014’de tahlil sürecinin heyecanıyla artık olgun yaşlarındaki bir işadamı olarak Türkiye’ye döndü ve bölgede de yatırımlar yaptı.
Tıpkı aşiretin mensubu olan kaynağım son senelerda 3 bini aşkın Ağrılı gencin Meksika üzerinden Kanada’ya gittiğini anlatıyor: ‘Ağrı’da genç kalmadı, gidenlerin para kazandığını duyanlar peşlerinden gitti. Artık aileler yol masrafını biriktirip çocuklarını gönderiyor.’
İşte Ağrılıların hiç alışık olmadıkları bir iklime sahip Meksika’ya uçmalarının niçini bu; İklimine yabancılık çekmeyecekleri Kanada’ya gitmek.”