Tekebbür Ne Demek Din ?

Aylin

New member
\Tekebbür Nedir? Din Perspektifinden Tekebbür Kavramı\

Tekebbür, Arapça kökenli bir kelime olup, genellikle "kibir", "büyüklük taslama" ve "başkalarını küçümseme" anlamlarında kullanılır. İslam dini açısından da önemli bir kavramdır, çünkü insanın Allah’a ve başkalarına karşı tutumunu belirleyen temel ahlaki değerlerden biridir. Dinî literatürde tekebbür, Allah’ın büyüklüğünü unutarak ya da O’na karşı bir aşırı egonun oluşturulması şeklinde ele alınır. Bu makalede, "tekebbür ne demek din?" sorusu etrafında, bu kavramın İslam'daki anlamı, tepkileri, dinî öğretilerle olan ilişkisi ve bireysel hayatımızdaki yeri incelenecektir.

\Tekebbürün Tanımı ve Anlamı\

Tekebbür, özde “büyüklük taslama” ve “kibir” anlamına gelir. Kelime köken olarak, “kabber” fiilinden türetilmiştir ve bu fiil “büyümek” ya da “büyütmek” anlamlarına gelir. Türkçeye ise genellikle kibirli olmak, kendini büyük görmek şeklinde çevrilebilecek olan tekebbür, bir insanın, özellikle Allah’a ve diğer insanlara karşı üstünlük taslayarak kendini beğenmesidir.

Dinî açıdan ise tekebbür, sadece insanın kendini beğenmesi değil, aynı zamanda Allah’ın kudretine, büyüklüğüne ve mutlak hakimiyetine karşı bir nevi isyan halini alabilir. İslam’a göre, Allah’ın mutlak büyüklüğünü kabul eden bir insanın, başkalarına karşı tekebbürlü olmasının da bir anlamı yoktur, çünkü insanlar hiçbir zaman Allah’ın kudretine yakın dahi olamazlar.

\Tekebbür İslam’da Neden Yasaklanmıştır?\

İslam dininde tekebbür, kötü bir davranış olarak kabul edilir ve bundan kaçınılması gerektiği öğütlenir. Allah’a olan teslimiyetin ve tevazunun en önemli göstergelerinden biri, insanın başkalarına karşı kibirli olmamalarıdır. İslam’daki temel anlayışa göre, insanlar eşit yaratılmışlardır ve tek tek her birinin Allah’a karşı sorumluluğu vardır. Tekebbür ise, bu eşitliği bozarak, başkalarına karşı bir üstünlük taslama çabasıdır.

Kur’an-ı Kerim’de tekebbür ve kibir, sürekli olarak eleştirilmiştir. Nisa suresi 36. ayette şöyle buyurulmaktadır: "Allah’ın yarattığı her şeyde bir denge ve düzen vardır. O halde, insan da Allah’ın yarattığı eşitliği kabul etmeli ve kibirlenmemelidir." Bu ayet, insanların Allah’ın iradesine boyun eğmesi gerektiğini ve hiçbir insanın kendini diğerlerinden üstün görmemesi gerektiğini vurgular.

Bir başka örnek, Firavun’un tekebbürüdür. Firavun, halkına karşı büyük bir kibirle davranmış, Allah’ın emirlerini reddederek kendini Tanrı gibi görmüştür. Kur’an’da Firavun’un tekebbürü, bir örnek olarak verilir ve kibirli olmanın ne denli kötü sonuçlar doğurduğu anlatılır.

\Tekebbür ve Tevazu Arasındaki Fark\

Tekebbür ve tevazu arasındaki fark, her iki tutumun insanın kendisini nasıl gördüğüyle ilgilidir. Tevazu, insanın kendisini doğru bir şekilde değerlendirip, başkalarına karşı alçakgönüllü ve saygılı olmasını ifade eder. İslam, tevazuyu övülen bir davranış olarak kabul eder ve müminlerin birbirlerine karşı tevazu ile yaklaşmalarını ister. Tekebbür ise, kişisel bir üstünlük duygusuna kapılma, başkalarını küçümseme ve Allah’ın iradesine karşı gelme halidir.

Birçok hadiste, peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) tevazunun önemini vurgulamıştır. Bu hadislerden biri şöyledir: "Kim Allah için tevazu gösterirse, Allah onu yüceltir." Buradan da anlaşılacağı gibi, tevazu, müminler için değerli bir erdemken, tekebbür Allah katında hoş karşılanmaz.

\Tekebbürün Bireysel ve Toplumsal Etkileri\

Tekebbürün bireysel olarak birçok olumsuz etkisi vardır. Bir insanın sürekli olarak kendisini diğerlerinden üstün görmesi, önce psikolojik sağlığını olumsuz etkiler, çünkü kişi, dış dünyadaki insanlar ile bağ kurmada zorluk çeker. Kibirli bir insan, başkalarının duygularına ve düşüncelerine değer vermez, bu da insan ilişkilerinin bozulmasına yol açar.

Toplumsal düzeyde ise tekebbür, adaletsizliğe yol açar. Kibirlilik, bir sınıf farkı oluşturur ve bu da toplumda eşitsizliğe neden olabilir. İslam, toplumda adaletin ve eşitliğin sağlanmasını ister. Tekebbür, bu adalet anlayışını zedeler, çünkü insanlar arasındaki eşitlik ilkesine aykırıdır.

\Tekebbürle Mücadele Etmek İçin İpuçları\

Tekebbürle başa çıkmak ve bu olumsuz davranıştan uzak durmak için birkaç temel öneri şunlardır:

1. **Kendini Tanıma ve Kabul Etme:** Kendimizi doğru bir şekilde tanımak, gerçekçi bir şekilde değerlendirmek, kibirli olmanın önüne geçebilir. Unutulmamalıdır ki, insanın en değerli özelliği alçakgönüllülüğüdür.

2. **Tevazuyu İçselleştirme:** İslam’ın öğretilerinde tevazu büyük bir erdemdir. Kendimizi küçük görerek başkalarına saygı göstermek, tekebbürün yerini tevazuya bırakacaktır.

3. **Kendini Allah’a Ait Görme:** İnsanlar hiçbir zaman Allah’ın yarattığı eşitlikten dışarıya çıkamazlar. Allah’a olan inanç ve bağlılık, insanın kendini kibirli bir şekilde görmesinin önüne geçer.

\Sonuç\

Tekebbür, dinî ve ahlaki anlamda son derece önemli bir kavramdır. İslam’da tekebbürün yasaklanması, insanın Allah’a olan bağlılığını ve diğer insanlara karşı saygıyı pekiştirmek için bir öğüttür. Bireylerin kibirli davranışlardan kaçınarak alçakgönüllü olmaları, toplumsal huzuru ve adaleti sağlamak adına büyük bir adımdır. İslam’daki temel mesajlardan biri, insanın kendini başkalarından üstün görmemesi ve Allah’a karşı tevazu göstermesidir. Bu, bireysel ve toplumsal huzurun teminatıdır.

Tekebbür, her ne kadar bireysel bir özellik gibi görünsede, toplumsal yapıyı da derinden etkileyebilir. Kibirlilikten kaçınarak, daha sağlıklı bir toplum yapısı oluşturulabilir.
 
Üst