Yaşar Kemal, 1950’lerde Van Gölü’nün mavisine sevdasını şöyleki anlatmıştı: “Dünyada hiç bir göl, hiç bir deniz, hiç bir su
Van Gölü’nün maviliğinde olamaz. Masmavi… Mecnun eden bir mavilik.
Ne gökyüzünde vardır o denli bir mavi ne öbür bir yerde. Bir tek mavi uyar bu maviye: Diyarbakır Ovası’ndaki çiçeklerin mavisi. Bir de bir camı kırıp kesitine bakın, işte o mavi.” Ailesinin, Rus işgalinde terk ettiği Van’ın Ünseli Köyü’ne duyduğu hasreti de yansıtmıştı yazılarına: “Van Gölü, Van Gölü değil, Van Denizi. Öylesine geniş ki, denizden diğeri yakışmaz. aslına bakarsan Vanlılar da deniz diyorlar; gümüş tasta bir sudur. Kenarları oya oya işlenmiş bir gümüş tas.”
ŞİFALI OLDUĞUNA İNANILIYOR
Van Gölü o eşsiz turkuvaz rengiyle yalnızca Van’da yaşayanların değil, tüm bölge halkının gözbebeği. 3 bin 713 kilometrekareyi kaplayan ve derinliği 500 metreyi bulan Van Gölü’nün etrafında lüks siteler, yazlıklar peş peşe yükseliyor. Denizden 1.700 metre yüksekteki, dünyanın en büyük sodalı gölünde yüzmek isterseniz Ayanıs, Mollakasım, Amik ve Gevaş kıyılarını tercih edebilirsiniz. ‘Türkiye’nin tek Mavi Bayraklı göl plajı’ unvanına sahip Mollakasım Halk Plajı, dört yıldır listedeki yerini koruyor. Vanlılar gölün suyunun
şifalı olduğuna da inanıyor.
CANAVAR YOK, MERCAN VAR
Van Gölü canavarı efsanesinin peşinde Van Gölü’nü araştıranlar dünyanın en büyük mikrobiyalitleri yani mercanlarını buldu. 23 metre uzunluğunda ve yaklaşık 70 bin yaşında olduğu varsayım edilen mikrobiyalitler biliminsanlarının da ilgi odağı. Gölde Van’ı sualtı turizmi için cazip kılan arkeolojik eserler de var. Batıklar, kaleler, Selçuklu periyodundan kalma mezarlarla dalgıçların fazlaca ilgisini çekiyor. Bölgenin yetkili tek dalış okulu Van Diving, Edremit ilçesinde. Dalmak isteyenlere rehberlik yapıyorlar. Van Gölü’nün öteki bir ilgi alımlı canlısı, dünyada yalnızca bu gölde yaşayan inci kefalleri, yani Van balığı. Şayet Van’ı mayıs ayında ziyaret ederseniz inci kefallerinin o mükemmel göç seyahatine şahitlik edebilirsiniz. Erciş’teki Meczup Çay’da oluşturulan balık bendinde fotoğraf meraklıları eşsiz imajlar çekiyor. Şunu da hatırlatalım; bu görsel şölen yalnızca Van ve Alaska’da izlenebiliyor. Bir periyot neredeyse yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan inci kefalleri artık Van’ın yeni turizm markası. Üreme periyodu 15 Nisan ile 15 Temmuz içinde. Bu tarihler haricinde ziyaret ederseniz Edremit’teki yerlerde tadına bakın. Kara fırında, tandırda ve mangalda pişiriliyor.
DOĞAL KAHVALTI
Van’ın yöresel tatları demişken, elbet Van kahvaltısı, inci kefalindilk evvel gelir akla… Kent merkezindeki Kahvaltıcılar Sokağı’nda boş yer bulmak sıkıntı. Burada esprileriyle ünlü, sorduğu bilmeceleri, dağıttığı armağanlarıyla kahvaltı yapmaya gidenlerin hoş vakit geçirmesini sağlayan ‘Bak Hele Bak’ lakaplı Yusuf Konak’ı görmenizi öneririz.
Ellbette görmeniz gereken yerlerden biri de 100 metre yüksekliğinde bir kaya kütlesi üzerinde konseyi Van Kalesi… Urartular devrinde yapılan bu ihtişamlı kale kentten 5 kilometre uzakta. Kaleyi gezdikten daha sonra günbatımını da tepesinden izleyebilirsiniz. Karşısındaysa Urartulardan Osmanlı’ya biroldukca yapıtın sergilendiği Van Müzesi var. Fotoğraf meraklılarına bir not daha: Gezmeye dalıp Van Gölü’nü kızıla boyayan günbatımını kaçırırsanız epeyce üzülürsünüz. Zira günbatımının en güzel izlendiği yerlerden biri Van.
Kentten ayrılırken bir anı götürmek isterseniz, çarşıda az sayıda kalan savatlı gümüş ustalarını ziyaret edin. Bu sanatın geçmişi Urartulara kadar uzanıyor. Savat; bakır, kurşun, gümüş ve kükürt karışımından elde edilen bir unsur. Savatlama da gümüş üzerine farklı figürler kazıyıp bunları savat hususuyla doldurarak yapılıyor. 1. Dünya Savaşı öncesinde Van’da 120 savat atölyesinde 400 ötüründa savat usta ve kalfası vardı. Günümüzde savatlı kolye ucu, bileklik, küpe, yüzük, bilezik üzere takılar üretiliyor, bilginize…
YÜZMEYİ SEVEN KEDİLER
Bembeyaz tüyleri, bir gözü mavi, bir gözü kehribar Van kedileri Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin Kedi Villası’nda müdafaa altında tutuluyor. Sağır olduklarına inanılsa da o denli olmadığı kanıtlanan bu kediler öteki kedi ırklarına bakılırsa suyu sevmeleriyle meşhur. O yüzden muhafaza altında oldukları kedi konutunda hem içeride hem dışarıda yüzme havuzları yapıldı ve kaldıkları kedi meskeninin ismi de Van Kedi Villası olarak değiştirildi. Kente 15 kilometre uzaklıktaki merkezi ziyaret ettiğinizde bu kedilerin hoşluklarının yanı sıra ne kadar sevecen olduklarını nazaranceksiniz.
BADEM ÇİÇEKLERİ BİTTİ FAKAT ALLI TURNALAR GELDİ
Van Gölü’ndeki dört büyük adadan biri olan Akdamar Adası’nı mayıs ayında ziyaret ederseniz her yeri beyaz ve pembeye boyayan badem çiçekleri tam bir görsel şölen yaşatır. Lakin hangi mevsim olursa olsun Ermeni keşişin, çoban kızı Tamara’ya aşkının şahidi Akdamar’ı listenize koyun. Gevaş’tan 20 dakikalık tekne seyahatiyle ulaşıp Vaspurakan Hükümdarı I. Gagik’in 915-921 içinde keşiş Manuel’e yaptırdığı kiliseyi, üstündeki taş kabartmaları, dağ ve göl görüntüsünü bakılırsabilirsiniz. Bu ortada badem çiçeklerinin pembesini kaçırdım diye üzülenler için bir öteki pembe şölen var Van’da. Flamingolar ya da başka ismiyle allı turnalar yaz boyunca gölde konaklıyor. Merkeze 80 kilometre uzaklıktaki Muradiye Şelalesi de 50 metre yüksekten dökülerek sıcaktan bunalan yaz seferileri için bol serinlik ve mükemmel bir görünüm sunuyor. Yeni bir projeyle seyir terasları ve etraf düzenlemesi yapılan şelaleyi de ziyaret edebilirsiniz.
Van Gölü’nün maviliğinde olamaz. Masmavi… Mecnun eden bir mavilik.
Ne gökyüzünde vardır o denli bir mavi ne öbür bir yerde. Bir tek mavi uyar bu maviye: Diyarbakır Ovası’ndaki çiçeklerin mavisi. Bir de bir camı kırıp kesitine bakın, işte o mavi.” Ailesinin, Rus işgalinde terk ettiği Van’ın Ünseli Köyü’ne duyduğu hasreti de yansıtmıştı yazılarına: “Van Gölü, Van Gölü değil, Van Denizi. Öylesine geniş ki, denizden diğeri yakışmaz. aslına bakarsan Vanlılar da deniz diyorlar; gümüş tasta bir sudur. Kenarları oya oya işlenmiş bir gümüş tas.”
ŞİFALI OLDUĞUNA İNANILIYOR
Van Gölü o eşsiz turkuvaz rengiyle yalnızca Van’da yaşayanların değil, tüm bölge halkının gözbebeği. 3 bin 713 kilometrekareyi kaplayan ve derinliği 500 metreyi bulan Van Gölü’nün etrafında lüks siteler, yazlıklar peş peşe yükseliyor. Denizden 1.700 metre yüksekteki, dünyanın en büyük sodalı gölünde yüzmek isterseniz Ayanıs, Mollakasım, Amik ve Gevaş kıyılarını tercih edebilirsiniz. ‘Türkiye’nin tek Mavi Bayraklı göl plajı’ unvanına sahip Mollakasım Halk Plajı, dört yıldır listedeki yerini koruyor. Vanlılar gölün suyunun
şifalı olduğuna da inanıyor.
CANAVAR YOK, MERCAN VAR
Van Gölü canavarı efsanesinin peşinde Van Gölü’nü araştıranlar dünyanın en büyük mikrobiyalitleri yani mercanlarını buldu. 23 metre uzunluğunda ve yaklaşık 70 bin yaşında olduğu varsayım edilen mikrobiyalitler biliminsanlarının da ilgi odağı. Gölde Van’ı sualtı turizmi için cazip kılan arkeolojik eserler de var. Batıklar, kaleler, Selçuklu periyodundan kalma mezarlarla dalgıçların fazlaca ilgisini çekiyor. Bölgenin yetkili tek dalış okulu Van Diving, Edremit ilçesinde. Dalmak isteyenlere rehberlik yapıyorlar. Van Gölü’nün öteki bir ilgi alımlı canlısı, dünyada yalnızca bu gölde yaşayan inci kefalleri, yani Van balığı. Şayet Van’ı mayıs ayında ziyaret ederseniz inci kefallerinin o mükemmel göç seyahatine şahitlik edebilirsiniz. Erciş’teki Meczup Çay’da oluşturulan balık bendinde fotoğraf meraklıları eşsiz imajlar çekiyor. Şunu da hatırlatalım; bu görsel şölen yalnızca Van ve Alaska’da izlenebiliyor. Bir periyot neredeyse yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan inci kefalleri artık Van’ın yeni turizm markası. Üreme periyodu 15 Nisan ile 15 Temmuz içinde. Bu tarihler haricinde ziyaret ederseniz Edremit’teki yerlerde tadına bakın. Kara fırında, tandırda ve mangalda pişiriliyor.
DOĞAL KAHVALTI
Van’ın yöresel tatları demişken, elbet Van kahvaltısı, inci kefalindilk evvel gelir akla… Kent merkezindeki Kahvaltıcılar Sokağı’nda boş yer bulmak sıkıntı. Burada esprileriyle ünlü, sorduğu bilmeceleri, dağıttığı armağanlarıyla kahvaltı yapmaya gidenlerin hoş vakit geçirmesini sağlayan ‘Bak Hele Bak’ lakaplı Yusuf Konak’ı görmenizi öneririz.
Ellbette görmeniz gereken yerlerden biri de 100 metre yüksekliğinde bir kaya kütlesi üzerinde konseyi Van Kalesi… Urartular devrinde yapılan bu ihtişamlı kale kentten 5 kilometre uzakta. Kaleyi gezdikten daha sonra günbatımını da tepesinden izleyebilirsiniz. Karşısındaysa Urartulardan Osmanlı’ya biroldukca yapıtın sergilendiği Van Müzesi var. Fotoğraf meraklılarına bir not daha: Gezmeye dalıp Van Gölü’nü kızıla boyayan günbatımını kaçırırsanız epeyce üzülürsünüz. Zira günbatımının en güzel izlendiği yerlerden biri Van.
Kentten ayrılırken bir anı götürmek isterseniz, çarşıda az sayıda kalan savatlı gümüş ustalarını ziyaret edin. Bu sanatın geçmişi Urartulara kadar uzanıyor. Savat; bakır, kurşun, gümüş ve kükürt karışımından elde edilen bir unsur. Savatlama da gümüş üzerine farklı figürler kazıyıp bunları savat hususuyla doldurarak yapılıyor. 1. Dünya Savaşı öncesinde Van’da 120 savat atölyesinde 400 ötüründa savat usta ve kalfası vardı. Günümüzde savatlı kolye ucu, bileklik, küpe, yüzük, bilezik üzere takılar üretiliyor, bilginize…
YÜZMEYİ SEVEN KEDİLER
Bembeyaz tüyleri, bir gözü mavi, bir gözü kehribar Van kedileri Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin Kedi Villası’nda müdafaa altında tutuluyor. Sağır olduklarına inanılsa da o denli olmadığı kanıtlanan bu kediler öteki kedi ırklarına bakılırsa suyu sevmeleriyle meşhur. O yüzden muhafaza altında oldukları kedi konutunda hem içeride hem dışarıda yüzme havuzları yapıldı ve kaldıkları kedi meskeninin ismi de Van Kedi Villası olarak değiştirildi. Kente 15 kilometre uzaklıktaki merkezi ziyaret ettiğinizde bu kedilerin hoşluklarının yanı sıra ne kadar sevecen olduklarını nazaranceksiniz.
BADEM ÇİÇEKLERİ BİTTİ FAKAT ALLI TURNALAR GELDİ
Van Gölü’ndeki dört büyük adadan biri olan Akdamar Adası’nı mayıs ayında ziyaret ederseniz her yeri beyaz ve pembeye boyayan badem çiçekleri tam bir görsel şölen yaşatır. Lakin hangi mevsim olursa olsun Ermeni keşişin, çoban kızı Tamara’ya aşkının şahidi Akdamar’ı listenize koyun. Gevaş’tan 20 dakikalık tekne seyahatiyle ulaşıp Vaspurakan Hükümdarı I. Gagik’in 915-921 içinde keşiş Manuel’e yaptırdığı kiliseyi, üstündeki taş kabartmaları, dağ ve göl görüntüsünü bakılırsabilirsiniz. Bu ortada badem çiçeklerinin pembesini kaçırdım diye üzülenler için bir öteki pembe şölen var Van’da. Flamingolar ya da başka ismiyle allı turnalar yaz boyunca gölde konaklıyor. Merkeze 80 kilometre uzaklıktaki Muradiye Şelalesi de 50 metre yüksekten dökülerek sıcaktan bunalan yaz seferileri için bol serinlik ve mükemmel bir görünüm sunuyor. Yeni bir projeyle seyir terasları ve etraf düzenlemesi yapılan şelaleyi de ziyaret edebilirsiniz.