Sabahın 4’ü… Hava karanlık, dondurucu ve biz buz üzere sulara girmeye gidiyoruz. Bir yanım ‘Bahar, git yat sıcak yatağında’ diyor, öteki yanım uça uça gidiyor. Erken kalkan yol alır misali sabah 8.30’da rafting merkezindeyiz. Melen’de rafting yapmaya gidenler kahvaltı ve yemek dahil rafting merkezleriyle anlaşıyor. Bizim açık büfe kahvaltımız çabucak hemen hazır değil. bu biçimde ver elini yemyeşil tabiatta çiçek, böcek içinde sabah yürüyüşü. Hava hâlâ ısınmadı lakin pilavdan dönenin kaşığı kırılsın…
Bölgede yürüyüş yapılacak en hoş rotalardan biri Dokuzdeğirmen Köyü’ne hakikat giden yol. Melen Çayı kenarındaki yürüyüş yolunun bilhassa de bugünlerde sunduğu bahar görünümlerinin seyrine doyum olmuyor. Dönüşte, Melen Çayı kenarında hazırlanan kahvaltıyı görür görmez dudağımız uçukladı resmen. Ziyafet sofrası… Birtakım bireyler havanın serinliğinden ve kahvaltının muhteşemliğinden raftingden vazgeçti hatta.
Ben motamot devam. hafifçeçe yağan yağmura karşın. esasen tekraren değişik aylarda gittiğim biçimde bir sefer bile güneşli haline denk düşememiştim. Kar varken dahi girdiğim Melen sularından yağmur niçiniyle kaçacak değildim. Hem aslına bakarsanız ıslanmaya gelmedik mi! Melen’deki rafting dönemi uzun fakat en keyifli vakti mart ve nisan ayları. Bu aylarda su en yüksek düzeyine ulaşıyor. O sebepten havaya epeyce takılmamakta yarar var.
Rafting heyecanı
Birinci dalganın yüzümüze çarpmasıyla heyecan başladı ve memnunluk çığlıklarıyla kahkahalar
birbirine karıştı.
Kahvaltı daha sonrası giyinmek üzere tesiste herkes koşturmaya başladı. Yanınıza rastgele bir şey almanıza gerek yok. Kask, wetsuit, patik… Rafting tesislerinde her şey var. Bu kıyafetler rafting fiyatına dahil oluyor. Benim üzere epeyce üşüyorsanız verdikleri patiğin içine scuba çorabı, elinize eldiven giyebilirsiniz. Ayaklar verilen patiklerin ortasında fazlaca üşüyor zira. Bunlar tesisten karşılanmıyor. Verilen wetsuit kalınlığı 3 mm. Üstünüze bir rüzgârlık da giyerseniz hiç üşümezsiniz. Bunlar soğuk, güneşsiz havalar için tedbir. Şayet hava hoşsa esasen devamlı hareket halinde olduğunuz için asla üşümüyorsunuz.
Yiyip, içip giyindikten daha sonra sıra bilgilendirmelerde. Her botta bir rehber oluyor. Rehber iştirakçilere kısa bir eğitim veriyor. Ayağın koyulması gereken yerler, komutlar, botta ne yapılması ve de en kıymetlisi ne yapılmaması gerektiği üzere mevzular anlatılıyor eğitimde. Bot üstünde rehber hocanın komutlarının uygulanması hayli değerli. Aksi biçimde devrilme kaçınılmaz. Özetle mutluluğumuzun bozulmaması bize bağlı. güçlü kürek çekmek de lazım. Melen, 3+1 zorluk derecesine sahip, amatörler için kolay bir parkur ve 13 kilometre uzunluğunda. Ben daha evvel burada rafting yaptığım ve parkuru bildiğim için neyle karşılaşacağımı da biliyorum.
Çok memnunum, heyecanlıyım. Eski bir dosta kavuşmuş üzere… Irmaktan aşağı süzülmeye başladık. Eğitim hâlâ devam ediyor ve beklenen an olan birinci dalgaların yüzümüze patlamasıyla başlıyor. Heyecan… Buz üzere suyu yemenin şaşkınlığına memnunluk çığlıkları ve kahkahalar karışıyor ve bu bir süre bu biçimde devam ediyor.
Uçmasam olmazdı
Güneşin çıkmasıyla her şey bir mucizeye dönüşüyor. Meğerse güneşte rafting ne de hoşmuş. Girdapların gözüne gözüne salladık kürekleri. Zafer çığlıklarımız ve 10 kaplan gücündeki gücümüz ve sevincimizle parkuru tamamladık. Yetmedi, bittikten daha sonra bir de kendimizi buz üzere sulara attık. Başarmanın ve bir aksilik yaşamamanın verdiği memnunlukla müzikler söyleye söyleye araçlarımızla konaklayacağımız tesise döndük.
Tesiste sıcak su, fön makinesi vs. her şey var ve buz üzere sulardan daha sonra ilaç üzere geliyor. Yemek hazır oluncaya kadar tabiatın uyanışını fotoğraflamak için kısa bir yürüyüşe çıkıyoruz bir daha. Dokuzdeğirmen’de minik şelaleler var. Zirvelere tırmanıp sulardan geçiyoruz. Tabiatın uyanışına tanıklık etmek ne kadar hoş…
Arıburunları, papatyalar açmış. Ve bir daha yağmur başlıyor. Yemek için tesisimize dönüyoruz. Her şey epeyce hoş. Yemeğin akabinde sıra geliyor zipline yapmaya. Türkçesiyle yüksek bir noktadan çelik halatla emniyet kemeri takarak kaymaya. Yapmasam olmazdı. Birkaç saat evvel ortasında olduğum Melen’in üstünden geçmek epeyce hoştu… Daha evvel denemediyseniz bu adrenalin dolu tipi öneririm. Konutunuza yeni bir siz olarak dönebilirsiniz. Yüzünüzü tabiata dönün, bırakın sizi güzelleştirsin…
KAMP DA VAR TESİS DE
Bölgede konaklama seçenekleri alternatifli. Ben gittiğimde Nehirevi Rafting’i tercih ediyorum. Kiraladığı küçücük ahşap kulübelerin duvarları ısı yalıtımlı ve ortasında küçük bir soba var. O sobanın içi fındık kabuğuyla dolduruluyor ve siz restoran kısmında şömine keyfi yaparken birileri gidip sobayı ateşliyor. O minicik kulübelerde banyo da mevcut. Tesisin şahane bir de köy kahvaltısı var. Birçok eseri kendileri yapıyor.
Ben kampçıyım diyenler için tesislerin bir kamp alanı da illaki oluyor. Kendi çadırıyla gidenden sıklıkla fiyat dahi alınmıyor. Öğretmenevi de konaklamak için bir seçenek. Tesislerde ATV safari, paintball üzere farklı etkinlikler yapmak da mümkün.
Bölgede yürüyüş yapılacak en hoş rotalardan biri Dokuzdeğirmen Köyü’ne hakikat giden yol. Melen Çayı kenarındaki yürüyüş yolunun bilhassa de bugünlerde sunduğu bahar görünümlerinin seyrine doyum olmuyor. Dönüşte, Melen Çayı kenarında hazırlanan kahvaltıyı görür görmez dudağımız uçukladı resmen. Ziyafet sofrası… Birtakım bireyler havanın serinliğinden ve kahvaltının muhteşemliğinden raftingden vazgeçti hatta.
Ben motamot devam. hafifçeçe yağan yağmura karşın. esasen tekraren değişik aylarda gittiğim biçimde bir sefer bile güneşli haline denk düşememiştim. Kar varken dahi girdiğim Melen sularından yağmur niçiniyle kaçacak değildim. Hem aslına bakarsanız ıslanmaya gelmedik mi! Melen’deki rafting dönemi uzun fakat en keyifli vakti mart ve nisan ayları. Bu aylarda su en yüksek düzeyine ulaşıyor. O sebepten havaya epeyce takılmamakta yarar var.
Rafting heyecanı
Birinci dalganın yüzümüze çarpmasıyla heyecan başladı ve memnunluk çığlıklarıyla kahkahalar
birbirine karıştı.
Kahvaltı daha sonrası giyinmek üzere tesiste herkes koşturmaya başladı. Yanınıza rastgele bir şey almanıza gerek yok. Kask, wetsuit, patik… Rafting tesislerinde her şey var. Bu kıyafetler rafting fiyatına dahil oluyor. Benim üzere epeyce üşüyorsanız verdikleri patiğin içine scuba çorabı, elinize eldiven giyebilirsiniz. Ayaklar verilen patiklerin ortasında fazlaca üşüyor zira. Bunlar tesisten karşılanmıyor. Verilen wetsuit kalınlığı 3 mm. Üstünüze bir rüzgârlık da giyerseniz hiç üşümezsiniz. Bunlar soğuk, güneşsiz havalar için tedbir. Şayet hava hoşsa esasen devamlı hareket halinde olduğunuz için asla üşümüyorsunuz.
Yiyip, içip giyindikten daha sonra sıra bilgilendirmelerde. Her botta bir rehber oluyor. Rehber iştirakçilere kısa bir eğitim veriyor. Ayağın koyulması gereken yerler, komutlar, botta ne yapılması ve de en kıymetlisi ne yapılmaması gerektiği üzere mevzular anlatılıyor eğitimde. Bot üstünde rehber hocanın komutlarının uygulanması hayli değerli. Aksi biçimde devrilme kaçınılmaz. Özetle mutluluğumuzun bozulmaması bize bağlı. güçlü kürek çekmek de lazım. Melen, 3+1 zorluk derecesine sahip, amatörler için kolay bir parkur ve 13 kilometre uzunluğunda. Ben daha evvel burada rafting yaptığım ve parkuru bildiğim için neyle karşılaşacağımı da biliyorum.
Çok memnunum, heyecanlıyım. Eski bir dosta kavuşmuş üzere… Irmaktan aşağı süzülmeye başladık. Eğitim hâlâ devam ediyor ve beklenen an olan birinci dalgaların yüzümüze patlamasıyla başlıyor. Heyecan… Buz üzere suyu yemenin şaşkınlığına memnunluk çığlıkları ve kahkahalar karışıyor ve bu bir süre bu biçimde devam ediyor.
Uçmasam olmazdı
Güneşin çıkmasıyla her şey bir mucizeye dönüşüyor. Meğerse güneşte rafting ne de hoşmuş. Girdapların gözüne gözüne salladık kürekleri. Zafer çığlıklarımız ve 10 kaplan gücündeki gücümüz ve sevincimizle parkuru tamamladık. Yetmedi, bittikten daha sonra bir de kendimizi buz üzere sulara attık. Başarmanın ve bir aksilik yaşamamanın verdiği memnunlukla müzikler söyleye söyleye araçlarımızla konaklayacağımız tesise döndük.
Tesiste sıcak su, fön makinesi vs. her şey var ve buz üzere sulardan daha sonra ilaç üzere geliyor. Yemek hazır oluncaya kadar tabiatın uyanışını fotoğraflamak için kısa bir yürüyüşe çıkıyoruz bir daha. Dokuzdeğirmen’de minik şelaleler var. Zirvelere tırmanıp sulardan geçiyoruz. Tabiatın uyanışına tanıklık etmek ne kadar hoş…
Arıburunları, papatyalar açmış. Ve bir daha yağmur başlıyor. Yemek için tesisimize dönüyoruz. Her şey epeyce hoş. Yemeğin akabinde sıra geliyor zipline yapmaya. Türkçesiyle yüksek bir noktadan çelik halatla emniyet kemeri takarak kaymaya. Yapmasam olmazdı. Birkaç saat evvel ortasında olduğum Melen’in üstünden geçmek epeyce hoştu… Daha evvel denemediyseniz bu adrenalin dolu tipi öneririm. Konutunuza yeni bir siz olarak dönebilirsiniz. Yüzünüzü tabiata dönün, bırakın sizi güzelleştirsin…
KAMP DA VAR TESİS DE
Bölgede konaklama seçenekleri alternatifli. Ben gittiğimde Nehirevi Rafting’i tercih ediyorum. Kiraladığı küçücük ahşap kulübelerin duvarları ısı yalıtımlı ve ortasında küçük bir soba var. O sobanın içi fındık kabuğuyla dolduruluyor ve siz restoran kısmında şömine keyfi yaparken birileri gidip sobayı ateşliyor. O minicik kulübelerde banyo da mevcut. Tesisin şahane bir de köy kahvaltısı var. Birçok eseri kendileri yapıyor.
Ben kampçıyım diyenler için tesislerin bir kamp alanı da illaki oluyor. Kendi çadırıyla gidenden sıklıkla fiyat dahi alınmıyor. Öğretmenevi de konaklamak için bir seçenek. Tesislerde ATV safari, paintball üzere farklı etkinlikler yapmak da mümkün.